SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Arşiv

Başarılı kafa tabanı tümörleri tedavisi için “endeskopik yöntemler”

Güncelleme: 19:44 - 07.12.2023
Başarılı kafa tabanı tümörleri tedavisi için “endeskopik yöntemler”

Konuşmasına rinoloji hakkında bilgi vererek başlayan Doç. Dr. Çomoğlu, rinolojinin burun ve etrafının her türlü hastalığını ve cerrahi tedavisini konu alan bilim dalı olduğunu, temelde yüz, sinüsler ve burnun her türlü hastalığının rinolojinin konusu olduğunu dile getirdi. Rinoloji ve kafa tabanı cerrahisinin KBB hastalıklarının özel bir alanı olduğunu kaydeden Doç. Dr. Çomoğlu, “Burun boşluğunun ve bazı sinüslerin tavanı içinde beynin yerleşmiş olduğu kafatasının tabanını yani kafa tabanını oluşturur. Kafa tabanı cerrahisi hem kanserli olmayan hem de kanserli büyümeleri ve beynin alt kısmındaki, kafa tabanındaki veya omurganın üst birkaç omurlarındaki anormallikleri gidermek için yapılabilir. Bu bölge, görülmesi ve ulaşılması oldukça zor bir alandır. Bilgisayarlı Tomografi (BT) veya Manyetik Rezonans görüntüleme (MR) teknikleri bu anormallikler yüksek derecede doğrulukla tespit edebilmektedir” diye konuştu.

Kafa tabanı tümörlerinin birçok belirtisi olabildiğine açıklık getiren Doç. Dr. Çomoğlu, kafa tabanı bölgesindeki bir büyüme veya anormallikten kaynaklanan birçok olası şikayetin olabileceğini söyleyerek, semptomların, büyümenin veya anormalliğin boyutu, tipi ve konumuna bağlı olarak değişkenlik gösterebildiğini vurguladı. Belirtiler arasında geçmeyen burun tıkanıklığı veya sık sinüs enfeksiyonları, erişkin çağda sıklıkla tek taraflı olan burun kanaması, yüz ağrısı, baş ağrısı, dengesizlik, görme ile ilgili problemler, yüzde uyuşma ya da zayıflık bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Çomoğlu, kafa tabanı ameliyatlarının uygulandığı bazı hastalıkları sıralayarak, bu hastalıkların, “BOS fistülleri (burundan beyin sıvısının gelmesi), kafa tabanına uzanan sinüs ve burun tümörleri, doğumsal bazı kistler, hipofiz tümörleri, bu bölgedeki menenjiomlar (beyin zarının kanserli olmayan büyümeleri), kordoma (sıklıkla kafa tabanı kaynaklı kemik içi orijinli yavaş büyüyen tümörler), kranyofarenjiom (hipofiz bezinin yakınındaki tümöral büyümeler)” şeklinde sıraladı.

Cerrahi tedavinin, tümörün tipine ve konumuna bağlı olarak hem açık hem de minimal invaziv (kesisiz) teknikleri içerdiğini söyleyen Doç. Dr. Çomoğlu, “Endoskopik kafa tabanı cerrahisi geliştirilmeden önce, vücudun bu bölgesindeki büyümeleri gidermenin tek yolu kafatasında bir delik açmaktı ki bugün de bazı durumlarda bu tip ameliyatlar gerekebilir. Bugün kafa tabanı cerrahisi kafatasındaki doğal açıklıklardan (burun veya ağız) veya kaşın hemen üzerinde küçük bir delik açarak endoskopik yöntemle minimal invaziv bir prosedürle gerçekleştirilebilmektedir” dedi.

Cerrahide temelde iki yöntem kullanılıyor

Doç. Dr. Çomoğlu, açıklamaları esnasında kafa tabanı cerrahisinin temelde iki yöntemle gerçekleştirildiği bilgisini paylaştı. Bazen bu iki yöntemin birlikte kullanıldığını belirten Doç. Dr. Çomoğlu, mümkün oldukça endoskopik yöntemin tercih edildiğini aktardı. Bazı durumlarda ise açık yöntemin kaçınılmaz olduğunu kaydeden Doç. Dr. Çomoğlu, şu ifadelerle cümlelerini tamamladı:

“Endoskopik yöntemde cerrah sıklıkla burundan, bazen de ağız ya da göz gibi diğer açıklıkları kullanarak ya da kaş içine küçük bir kesi yaparak oradan ilerleyerek cerrahi işlemi gerçekleştirir. Bu yöntemin en büyük avantajı hastanın hem ameliyat sırasında hem de sonrasında konfor ve yaşam kalitesini açık yönteme göre oldukça az etkilemesidir. Hastaların çoğu bir iki günlük hastane yatışı sonrası taburcu edilir ve günlük yaşamlarına dönerler. Geleneksel açık yöntem bu bölgenin bazı hastalıklarında halen kaçınılmazdır. Sıklıkla endoskopik yöntemle ulaşılması mümkün olmayan bölgeler söz konusu olduğunda tercih edilir. Bu yöntemde yüze ya da kafatasına saçlı deri bölgesinden geniş bir kesi yapılarak ilerlenir ve cerrahi gerçekleştirilir. Eğer kanser içeren bir tümör tedavi ediliyor ise endoskopik cerrahi sonrası bazen de öncesinde hastalığın durumuna ve yayılımına bağlı olarak ek tedavi ihtiyacı olabilir. Bunlar sıklıkla onkoloji biriminin uyguladığı kemoterapi ve radyoterapi tedavileridir. Bu hastaların takibinde nüks olmadığından emin olmak için tekrarlanan görüntülemelere (BT veya MR) de ihtiyaç duyulacaktır.”

 

Yatırım Tavsiyesi Değildir

Arztakvimi.com.tr içerisinde yayınlanan bilgiler, yorumlar ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Sitede yer alan tüm içerikler kişisel görüşlere dayanmaktadır. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, mevduat kabul etmeyen bankalar, portföy yönetim şirketleri ile müşteri arasında imzalanacak sözleşme çerçevesinde sunulmaktadır.

Sitemizde bulunan bilgiler ve görüşler, sizin mali durumunuz, risk – getiri beklentileriniz ile uyuşmayabilir. Ayrıca burada yer alan bilgilere dayanarak, yatırım kararı verilmemelidir. Bu nedenle doğabilecek kayıp ve zararlardan, arztakvimi.com.tr sorumlu tutulamaz.

Haber bültenimize kayıt olun

Gelişmelerden anında haberdar olmak için haber bültenimize kaydolun ve en güncel haberleri kaçırmayın!

Verilerinizin korunmasını önemsiyoruz.
Gizlilik Politikamızı okuyun.

İlgili Haberler

Yorumunu Yaz