“Hatalı duruş ve topallayarak yürüyüşe neden olmakta”

Mirsad Alkan şöyle konuştu:

“Sakroiliak eklem ağrısı zamanla duruş bozukluğuna neden olur. İhmal edilerek tedavi edilmezse kalça eklemi ve omurga biyomekaniğini bozarak bacak boyu  kısalığına ve skolyoz gelişimine varan çeşitli sorunlara neden olmaktadır.”

İLGİLİ HABER Bilanço Sonrası EGEEN Hisse Borsada Taban Gördü

Pandemi döneminde evden çalışma şekli yaygınken, uzun süre aynı pozisyonda çalışmak da kas ve iskelet sistemi yapılarına ciddi zararlar vermekte. Uzmanlar, halk arasında pek bilinmeyen Sakroiliak eklem ağrılarının; bacak boyu kısalığından, duruş bozukluğuna, ilerleyen yaşlarda da iskelet yapısına hasar verdiği konusunda uyarıyor.

Yatarak Çalışmak Tehlikeli

İLGİLİ HABER Lila Kağıt Borsa İşlem Tarihi Ne Zaman? LILAK Hisse Kaç Tavan Yapar?

Sakroiliak eklem ağrısı hakkında bilgi veren Uzman Fizyoterapist Mirsad Alkan şunları söyledi; “Omurga sağlığının korunmasında en önemli bileşenlerden birisi toplum arasında kuyruksokumu kemiği olarak bilinen sakrum (Omurganın alt kısmında büyük, üçgen şeklindeki kemik) kemiğinin korunmasıdır. Sakrum kemiğinin leğen kemiği olarak bildiğimiz pelvis ile yaptığı sakroiliak eklemdeki açısal değişikler, ağrı başta olmak üzere birçok sağlık sorununa neden olabilir. Bu durum sakroiliak eklem disfonsiyonu olarak tanımlanır. Sakroiliak eklem, özellikle öne kayarak oturma, yatarak çalışma gibi pozisyonlarda baskı altında kalmakta ve sakrum doğal açısı bozularak ciddi biyomekanik problemlere ve mekanik ağrı şikayetlerine neden olmaktadır. Pandemi öncesi dönemde dahi oldukça yaygın görülen bu şikayetin, pandemi koşullarında ergonomik olmayan ev ortamlarında uzun süreli çalışma ve fiziksel aktivite seviyelerindeki düşüşe bağlı olarak daha da artması söz konusudur. Evden çalışma sürecinde ergonomik olmayan ekipman kullanımı ve yanlış oturma pozisyonlarının tercihi ile riskin arttığı düşünülmektedir.”

Sakrum kemiğinde görülen pozisyon değişikliğinin zamanla diğer eklemleri de etkilediğini ifade eden Fizyoterapist Mirsad Alkan, özellikle omurga ve kalça eklemlerinin bu noktada kilit rol oynadığını söyledi. Alkan, “Zamanla hatalı duruş alışkanlıkları kas yapılarının dengeli kuvvetini, dengesiz hale getirmekte ve kas kuvvetinin azalmasıyla ortaya çıkan ağrı neticesinde; hastalar ağrının daha az hissedildiği şekilde hareket etmek anlamına gelen antaljik duruş, antaljik yürüyüş gibi hatalı hareket davranışlarına başvurmaktadır. Antaljik pozisyon tercihleri bazen de hasta farkında olmadan vücudun yönlendirmesi ile gerçekleşmekte ve mevcut mekanik bozuklukları kronik hale getirmektedir. Böyle bir durumda kas kuvveti desteğinin oldukça azalması ile birlikte kalçadan başlayarak tüm bacağı etkileyen topallayarak, oraklayarak, sekerek yürümek gibi bozukluklara neden olmaktadır” şeklinde konuştu.