İzmir’deki 8 bin yıllık tekstil tarihi konuşuldu

Hazır giyim ve tekstil sektörünü buluşturan, Hazır Giyim Tedarikçileri ve Teknolojileri Fuarı ile İZFAŞ – İzgi Fuarcılık iş birliği ile gerçekleştirilen Fashion Tech – Hazır Giyim, Konfeksiyon ve Tekstil Makineleri, Tekstil Baskı Teknolojileri Fuarı, fuarizmir’de devam ediyor. Tekstil sektöründe Türkiye’nin başkenti İzmir’in gücüne güç katmayı hedefleyen Fashion Prime ve Fashion Tech fuarında, kumaş, konfeksiyon yan sanayi, hazır giyim, konfeksiyon makineleri ve baskı teknolojilerinin aynı anda sergileniyor. Fuarda, “Tekstil Binealine Doğru – İzmir’ de Tekstilin 8 Bin Yılı” konulu söyleşi gerçekleştirilirken ve ünlü manken Gizem Özdilli’nin de podyumda olduğu kumaş defileleri düzenlendi. 

“Tekstil Binealine Doğru – İzmir’de Tekstilin 8 Bin Yılı”

İLGİLİ HABER Hanım herşeye bedelmiş

Fuar kapsamında düzenlenen “Tekstil Binealine Doğru – İzmir’de Tekstilin 8 Bin Yılı” konulu söyleşisi büyük ilgi gördü. İzmir Resim Heykel Müze Müdürü Dr. Ayşe Füruzan Caman’ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşide Küratör, Şair Nihat Özdal, Ulucak Höyüğü Kazı Başkanı Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Arkeolog Prof. Dr. Özlem Çevik ve sanatçı Yekateryna Grygrenko konuşmacı olarak katıldı. İzmir’de tekstilin sekiz bin yıllık tarihinin konuşulduğu söyleşi de Prof. Dr. Özlem Çevik, elde ettikleri bulgulara göre, İzmir’in Kemalpaşa ilçesindeki Ulucak Höyüğü’nün Ege Bölgesi’nin en eski tekstil üretim merkezi olduğunu söyledi. Ulucak Höyüğü’nde yürütülen kazıların, İzmir ve çevresi, Ege ile Güneydoğu Avrupa kültür tarihinin anlaşılması açısından önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Özlem Çevik, höyükteki kültür tabakalarının özellikle tarih öncesi dönemlere ait yöre tarihi ile ilgili bilinmeyen birçok noktayı açığa çıkardığını aktardı. Yapılan kazı çalışmalarında, tekstil üretiminde kullanılan 300’den fazla ağırşak ve tezgâh ağırlığı bulunmasının çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Çevik, tek bir evde 50-60 adet ağırşak bulabildiklerini, bunun da tekstil üretiminde uzmanlaştıklarını ortaya koyduğunu dile getirdi. Belki de tekstil ürünlerinin takas edildiği tahminin de bulunan Prof. Dr. Çevik, “Ayrıca, bu buluntuların yanında kil mühürler de ele geçti. Kil mühürlerin başka yerlerde dövme ya da tekstile baskı için kullanıldığı düşünülür. Ulucak’ta ağırşak ve tezgâh ağırlıklarının yanında bulunması, tekstil ürünlerinde kullanıldığını gösteriyor. Bilimsel yayınlara baktığımızda, diğer yerlerde ağırşak ve tezgâh ağırlıklarının çok az sayıda bulunduğunu görüyoruz. Ulucak Höyüğü’ne baktığımızda ise bazı konutlarda çok sayıda çıktı. Bunun nedeni, yoğun olarak üretim yapılması. Bu nedenle burası Ege Bölgesi’nin en eski tekstil üretim merkezi diyebiliriz” dedi.  

Söyleşide konuşmacı olarak yer alan şair ve küratör Nihat Özdal ise şu ifadeleri kullandı:

İLGİLİ HABER 3 Gün sürecek Tarım kredi marketlerinde dev indirim başlıyor

“Ana materyali kumaş olan pek çok klasik sanat eseri ve replikaları ile sanatçıların bağımsız eserlerinden oluşan, görme engelli bireyler için çalışmalar yaptık. Ben Anadolu’nun pek çok kentinde müze kurdum, Kayseri, Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep etnografya müzelerine danışmanlık yaptım. Etnografya dediğimiz şey, bize o bölgede yaşanmışlık, kavimler ve kültürlerin, gastronomi, tekstil gibi pek çok özelliği konusunda bilgi veriyor. İzmir de bilindiği gibi günümüzde tekstil fabrikalarının canlı ve dinamik üretim yaptığı bir kent. Ulucak Höyüğü’nde bulunan kalıntılar bize İzmir ve çevresinin, tekstil konusunda 8 bin yıl önce de canlı ve dinamik bir üretim merkezi olduğunu kanıtlamış oldu. Anadolu aslında bir tekstil coğrafyası, Asya’dan gelen şaman örüntülerinde, Türk tekstil sanatıyla ilgili hikâyeler var. Batı ve doğunun arasında kalan bu coğrafya, dünyayı ilgilendiren bir bineale sahne olacak ve bu bineal aslında sadece İzmir’in değil Türkiye’nin bienali olacak.”

Yekateryna Grygrenko da çağdaş sanatla ilgili tüm disiplinleri bir araya getirip üretimini kumaş kullanarak ortaya çıkarttığını belirterek yaptığı çalışmalarını dinleyicilerle paylaştı.