Dr. Öğretim Üyesi Ömer Akçal konuya ilişkin yaptığı açıklamada,beslenmenin bağışıklık sisteminin düzgün çalışabilmesi için kritik faktörleri arasında yer aldığına dikkat çekti. Dünyada bağışıklık yetmezliğinin en yaygın nedenleri arasında kötü ve yetersiz beslenmenin yer aldığını vurgulayan Akçal, beslenmenin bağışıklık yani immün sistem üzerindeki etkisinin, günümüzde çok daha önemli bir hale geldiğini söyledi. İmmün sistemin hücrelerinin, enerji elde etmenin yanı sıra enfeksiyon ajanlarına karşı tepki vermek için makro-nutrient denilen besinlere ihtiyaç duyduğu bilgisini veren Akçal, lifli gıdalardan zengin beslenmenin ise bağışıklık sistemini aktive etmede önemli bir rol oynadığını kaydetti.
Açıklamaları esnasında gıdalardaki liflerin, gıdanın sindirilemeyen kısmını oluşturduğunu dile getiren Akçal, liflerin karbonhidrat polimerleri ve oligomerleri içeren karmaşık bir yapıya sahip olduğunu ve bağışıklık sistemi üzerinde doğrudan ve dolaylı etkiler gösterdiğini belirtti. Akçal, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), diyet liflerini “sindirilemeyen karbonhidratlar+ lignin” olarak tanımladığı bilgisini paylaşarak, tüm diyet liflerinin, ince bağırsakta sindirime direndiğini ve kalın bağırsağa bozulmadan geçtiğini, ancak fizikokimyasal özellikleri örneğin, çözünürlük, viskozite ve fermente edilebilirliğin, farklılık gösterdiğini açıkladı. Çözünür liflerin çoğunun, kimyasal yapılarına bağlı olarak bağırsaktaki iyi mikroplar (mikrobiyata) tarafından kısmen veya tamamen fermente edilebileceğini ifade eden Akçal, “Diyet liflerinin, bağırsağın vücuda zararlı maddelerin geçmesine izin vermeyen bariyer fonksiyonunu ve bağışıklık tepkilerini destekleyerek bağırsak üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir” diye konuştu. Çok çeşitli lif türleri olduğundan da bahseden Akçal, günlük hayatımıza girmiş olan prebiyotiklerin de aslında diyet liflerinin bir alt kümesi olduğunu ve iyi mikropların büyümesini ve aktivitesini uyararak konakçıyı faydalı bir şekilde etkileyen, sindirilemeyen bir gıda maddesi olarak tanımlandığını belirtti.
Ömer Akçal, son yıllarda diyetle alınan lif içeriği sayesinde sindirim sisteminin yönünü “alerji” ye değil “tolerans”a çevirdiği ve buna bağlı olarak alerjik hastalıklara karşı korunma sağlanabileceği fikrinin konuşulduğunu söyledi. Klinik çalışmalara göre farklı çeşitteki lif türlerini ve kaynaklarını içeren diyet modellerinin, tek çeşit lif alımına göre alerji riskini ve yakınmalarını azaltmada daha etkili olduğunu dile getiren Akçal, “Meta-analiz sonucunda alerjik hastalık riskinin diyet içeriğindeki lif miktarı ile orantılı olarak azaldığı bulundu. Sonuç olarak özellikle bağışıklığımızın temellerinin atıldığı erken çocukluk dönemi başta olmak üzere günlük hayatımızda lif çeşitliliğine sahip diyetlerin, bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileri ve doğrudan alerjiye karşı koruyuculuğu bulunuyor” dedi.
Arztakvimi.com.tr içerisinde yayınlanan bilgiler, yorumlar ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Sitede yer alan tüm içerikler kişisel görüşlere dayanmaktadır. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, mevduat kabul etmeyen bankalar, portföy yönetim şirketleri ile müşteri arasında imzalanacak sözleşme çerçevesinde sunulmaktadır.
Sitemizde bulunan bilgiler ve görüşler, sizin mali durumunuz, risk – getiri beklentileriniz ile uyuşmayabilir. Ayrıca burada yer alan bilgilere dayanarak, yatırım kararı verilmemelidir. Bu nedenle doğabilecek kayıp ve zararlardan, arztakvimi.com.tr sorumlu tutulamaz.
Haber bültenimize kayıt olun
Gelişmelerden anında haberdar olmak için haber bültenimize kaydolun ve en güncel haberleri kaçırmayın!
Verilerinizin korunmasını önemsiyoruz.
Gizlilik Politikamızı
okuyun.
İlgili Haberler
Teşkilat 4. Sezonu Bambaşka Bir Hikaye İle Ekrana Dönmeye Hazırlanıyor
En Sadık Köpek Cinsi Akita İnu Hakkında Bilinmesi Gerekenler
“Yolcu360, ‘Bizim Yıldızımız’ dedi ve Yıldızlı Araç Kiralama Ofislerini Ödüllendirdi!”
Rusya’da Yetkililerinin iPhone Kullanması Yasaklandı
Altın, 1.649 TL Seviyesinde İşlem Görüyor
İtalya’da Öldürücü Sıcaklık Uyarısı
Yorumunu Yaz