Prof. Dr. Ebru Çöğendez, konuşmasına başlarken yumurtalık rezervinin düşüklüğü hakkında bilgi verdi. Yumurtalık rezervinin, yumurta sayısı ve kalitesine bağlı olarak bir kadının iki yumurtalığında kalan üreme potansiyelini ifade ettiğini dile getiren Prof. Dr. Çöğendez, azalmış yumurtalık rezervinin, kalan yumurtaların sayısının düşük olması nedeniyle yumurtalıklardaki normal üreme potansiyelinin kaybı olduğunu aktardı. Kadınların üretecekleri tüm yumurtalarla doğduğunu ve yumurta sayısının ilerleyen yaşla birlikte azalmaya başladığı bilgisini paylaşan Prof. Dr. Çöğendez, “Ancak bazen farklı nedenlere bağlı olarak beklenenden daha erken yumurta rezervleri azalabilmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalara göre ortalama olarak 35 yaşından sonra yumurta rezervi düşmeye başlamaktadır. Yumurta sayısının azalması gebe kalınmayacağı anlamına gelmez. Ancak sperm ile birlikte gebeliğin yapı taşı olan yumurta sayısının az olması gebe kalmayı zorlaştırabilmektedir. Yaşanan yumurtalık rezerv düşüklüğü testlerle belirlenebilir” diye konuştu.
Yumurta rezervi düşüklüğünün belirlenmesi için bazı testlerin yapıldığından da bahseden Prof. Dr. Çöğendez, ilk olarak adetin 2. ya da 3. günü bazal hormon olarak adlandırılan FSH ve E2 hormon düzeylerine bakıldığını söyledi. Bazal hormon testi ile birlikte aynı gün yumurtalıklardaki foliküllerin sayıldığını açıklayan Prof. Dr. Çöğendez, “Yapılan bu iki tetkik sonuçlarında uyumsuzluk görülürse Anti-Müllerian Hormon (AMH) testi yapılabilmektedir. 37 yaş üzeri hastalarda bu testlerden bağımsız direkt olarak AMH testi de bakabilmekteyiz” dedi.
Konuşması esnasında yumurta rezervi düşüklüğüne hangi yaşta bakılması gerektiğine de değinen Prof. Dr. Çöğendez, her kadının dünyaya 1-2 milyon yumurta hücresi ile geldiğinin düşünüldüğünü, yaşın ilerlemesiyle birlikte periyodik olarak yumurta hücrelerinin azaldığını vurguladı. Genel olarak 35 yaşından itibaren kadınların üreme kapasitesinin düşüşe geçtiğinin bilgisini veren Prof. Dr. Çöğendez, 23-40 yaş arasında yumurta rezervi kaybının hızlandığının ve son noktanın menopoz olduğunun bilgisini verdi.
Prof. Dr. Çöğendez, yumurta dondurma işleminin yumurtalık rezervi düşük olan kişilere, kanser nedeniyle kemoterapi – radyoterapi alacak hastalara, büyük yumurtalık kisti nedeniyle ameliyat ile yumurtalığın alınma durumu olan kadınlara her yaşta yapılabildiğini söyleyerek, pratikte en çok 35-43 yaş arası kadınlara yumurta dondurma işlemi uygulanmakla beraber; daha erken yaşlarda da yumurta dondurma işleminin yapılabildiğini ifade etti.
Prof. Dr. Çöğendez, yumurta dondurma işleminin nasıl yapıldığına ilişkin şu sıralamayı yaparak ifadelerini sonlandırdı:
Arztakvimi.com.tr içerisinde yayınlanan bilgiler, yorumlar ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Sitede yer alan tüm içerikler kişisel görüşlere dayanmaktadır. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, mevduat kabul etmeyen bankalar, portföy yönetim şirketleri ile müşteri arasında imzalanacak sözleşme çerçevesinde sunulmaktadır.
Sitemizde bulunan bilgiler ve görüşler, sizin mali durumunuz, risk – getiri beklentileriniz ile uyuşmayabilir. Ayrıca burada yer alan bilgilere dayanarak, yatırım kararı verilmemelidir. Bu nedenle doğabilecek kayıp ve zararlardan, arztakvimi.com.tr sorumlu tutulamaz.
Haber bültenimize kayıt olun
Gelişmelerden anında haberdar olmak için haber bültenimize kaydolun ve en güncel haberleri kaçırmayın!
Verilerinizin korunmasını önemsiyoruz.
Gizlilik Politikamızı
okuyun.
İlgili Haberler
Teşkilat 4. Sezonu Bambaşka Bir Hikaye İle Ekrana Dönmeye Hazırlanıyor
En Sadık Köpek Cinsi Akita İnu Hakkında Bilinmesi Gerekenler
“Yolcu360, ‘Bizim Yıldızımız’ dedi ve Yıldızlı Araç Kiralama Ofislerini Ödüllendirdi!”
Rusya’da Yetkililerinin iPhone Kullanması Yasaklandı
Altın, 1.649 TL Seviyesinde İşlem Görüyor
İtalya’da Öldürücü Sıcaklık Uyarısı
Yorumunu Yaz